Bursaspor artık kazanma alışkanlığı olan bir takım. Bu son Galatasaray maçında daha net gördük ki, bu takım iyi de oynasa kötü de oynasa skora ulaşmayı becerebiliyor.
Bu kadronun Bursaspor'un tüm zamanların en iyi kadrosu olmadığını kabul etmeliyiz. Bizler 80lerin başlarındaki Sedat3'lü, Beyhan'lı; 90ların başında Hakan Şükür'lü, Tuncay'lı, Feyzullah'lı ve yine 90ların ortalarından itibaren de Baliç'li, Ercüment'li, Mususi'li kadroları gördük.
Bu kadrolarla çok spektaküler sonuçları görmüş, fakat 2-3 maçtan sonraki bir deplasman maçında helva gibi dağıldığımıza şahit olmuştuk çok kereler. Kazanma alışkanlığımız olmadığı için günlük başarılı sonuçlarla teselli bulduğumuz, 3 ayrıcalıklı İstanbul takımının yanında her ismimiz zikredildiğinde tüylerimizin diken diken olduğu zamanlar yaşamıştık geçmişte. Empati kurmayı beceremiyorduk bu İstanbul takımını tutan taraftarlarla. Biz Bursaspor'un yeşil-beyazına tutkunduk, zor olanı biz seçmiştik. Onlar işin kolayına kaçmışlardı, sürekli kazanan ve kupalar alan birer takımları vardı. Artık biz de kazanan bir takımın taraftarıyız.
Yukarıda saydığım Bursaspor kadroları arasında kalite anlamında günümüz şampiyon kadrosunu ilk 3'e ancak dahil edebiliriz. Peki nedir bu kadroyu bir "winner-kazanan" haline getiren?..Kimyasındaki "özgüven"den başka birşey değil. Takım özgüveniyle kazanıyor, kazandıkça da bu özgüven daha da güçleniyor. Birbirinden besleniyor adeta bu iki kavram.
Müsabakanın ilk 15 dakikalık bölümünde Bursaspor adeta yiyeceği muhtemel baskıya hazırlıklı bir takım görüntüsündeydi, gardını alıp savunmada kalmayı tercih etti. Galatasaray sağdan soldan gelen köşe vuruşları ile baskılı gözüktü. Bursaspor bu suni baskıdan kafasını kaldırıp ilk soluklanışında golü bulmayı başardı. Golün ardından bu suni baskı daha agresif bir hal almaya başladı. Bu baskı bir şeyi daha net görmemizi sağladı: Bursaspor baskı altında kendi yarıalanından çıkarken zorlanıyor. Savunmamızın topu oyuna sokma konusunda başarılı olduğunu düşünmüyorum, rakip baskısı altında bu daha net bir şekilde ortaya çıktı.
2. devre ile birlikte bir 15 dakikalık periyotta daha baskı yiyen Bursaspor ilerleyen dakikalarda dengeyi pozisyonsal anlamda kurdu. Sağlı sollu kornerleri bu devrede de başarılı bir şekilde savuşturan yeşil-beyazlılar maçı da bitime 10 dk kala koparttı.
Galatasaray karşısında oynanan bu oyun, Şampiyonlar Ligi'nde bir deplasman maçında Bursaspor'un nasıl oynayacağı ile ilgili ipucu veriyor. Ali Sami Yen'de baskılı bir Galatasaray ile oynamak bir Şampiyonlar Ligi deplasmanı için iyi bir provaydı. Eskişehirspor maçı da Bursa'da iyi bir iç saha provası olacaktır.
Lige 2'de 2 ile başlamak öncelikle Şampiyonlar ligi arefesinde iyi bir moral oldu. Ayrıca bu süreçte kazanılacak her 3 puan, devler liginin başlamasına müteakiben oluşacak yoğun maç trafiğinden kaynaklanabilecek olası puan kayıpları için zirve yarışından kopmamıza karşı sigortadır.
24.08.2010 17:57:48, Ferda Peker
Bu yazı 5925
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.