Nereye gidersen git geçmişin de seninle birlikte gelecektir. Bunca yılın kötü anılarıyla dolu geçmişimiz, peşimizi bir türlü bırakmıyor. Büyük düşünebilmemizi engelliyor. Büyük hayallerin ardından bir türlü gidemiyoruz. Geçmişimiz adeta ayağımıza pranga olup yükselmememiz için elinden geleni yapıyor.
Dün de böyle oldu. Düşünün: Taş gibi bir takım kurmuşsunuz. Rakipleriniz korkudan burunlarını bile yarı sahalarından öteye çıkartmıyorlar. Ve siz, bu korkudan, bir gol dahi çıkartamıyorsunuz. Bu olsa olsa kötü geçmişinizin sizden bir hesap sorması olabilir. Sizden bu denli korkan rakibe bir gol dahi atamıyorsanız; daha da kötüsü maç bitiminde yitirilen iki puana üzülmek yerine alınan bir puana seviniyorsanız; ligin sonunda bulunacağınız yer, büyük olasılıkla sizi mutlu etmeyecektir. Sizden korkan, gücünüzü peşinen kabullenen bir rakiple oynuyor ve o rakibi yenemiyorsanız; işiniz çok zor demektir. Sizi pohpohlar dururlar ama parsayı başkaları toplar. Bu da böyle bilinsin.
Ankaragücü karşısında sahanın tamamına ve topa hakim olan bir Bursaspor izledik. Maçın hiçbir anında maç Ankaragücü'ne gitmedi. Maç üç gün üç gece oynansa Ankaragücü Bursaspor'a gol atamazdı. Bursaspor oyunun tek hakimi idi. Ama maçı da hep aynı tempoda oynadı. Tempoyu arttırmaya, azaltmaya; baskılı oynamaya hiç çalışmadı. Bu bir mantalite hatasıdır. Karşında böyle bir rakip bulduysan, ne yapıp edip o maçı kazanmanın bir yolunu bulacaksın. Lamı, cimi yok. Artık oynanan maçlardaki kayıpların telafisi yok.Bu yüzden maçlarda alabileceğin en yüksek puan neyse onun hesabını yapmak gerek.
Maçın öncesinde, sonrasında ve maç boyunca gurur duyulan bir dostluk sergilendi. Küfür işitmekten iyice nasır tutmaya başlayan kulaklarımız; hiç küfür işitmemenin rahatlığını yaşadı. Bugün ulusal basına bakıyorum: Yine birkaç cümle ve ima ile geçiştirildiğini görüyorum.
Bir de Ankaragücü'nün seyirciye bakış açısı var ki onu da eleştirmeden geçemeyeceğim. Maçın başlamasına bir saat kala Yenikent stadına geldim. Bilet satıldığı söylenen gişelerin hiç biri açık değildi. Polislerden ve kapılarda görevli özel güvenlikçilerden bu konuda hiçbir bilgi alamadık. Kalabalık içine daldık ve bilet satan birilerini bulmaya çalıştık. Sonunda kalabalık içinde bilet satan iki kişiyi bulduk. Biri parayı alıyor. Diğeri bileti veriyordu. Şimdi sıkı durun: Üzerinde 0(Sıfır)TL yazan biletleri 5TL. karşılığında alarak maça girdik. Yani yaklaşık on - on iki bin kişinin izlemeye geldiği bu maçtan Ankaragücü Kulübü hiç para kazanamadı. Bunun yanı sıra turnikelerden girişte bileti yırtmayıp biletlerimize el koymaya çalışan ve dolayısıyla biletlerimizi tekrar satabilme çabası içine giren özel güvenlik görevlilerini de hiç saymıyorum. Gişe geliri olmadan bu işler nasıl olacak? Taraftar dediğin takımına destek olur. Ama kardeşlerimizin tribün liderleri Ankaragücü'nü kendilerine geçim kapısı haline getirmişler. Bunu üzülerek gözlemledim.
Bu hafta sonu Trabzonspor ile çok önemli bir maça çıkıyoruz. Bu maçtan alınabilecek bir galibiyet, Bursaspor'un ligi ilk beş içinde bitireceğinin garantisi olacaktır. Bu maç Perşembe günü oynanacak kupa maçından çok daha fazla bir öneme sahiptir. Ligi ilk beşte bitirmenin Avrupa vizesi demek olduğu da göz önüne alındığında, bu maça hakettiği önemin mutlaka verilmesi gerektiği çok açıktır.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 8 Şubat 2010
08.02.2010 14:27:38, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3649
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
