Türkcell Süper Lig’de son düzlüğe 7-8 etap kala, hep o bildik tablo karşımıza çıkıyor. Bu sezon da durum farklı değil. Klasmanın dibindeki kıta sahanlığında düşme endişesiyle titreşen takımlar, başaltındaki rakiplerini yenerek mucizevi puanlar kazanabiliyorlar. Örneğin, 2003-04 sezonunda 25 puanlı Bursaspor, son 5 maçını da kazanarak inanılmaz bir çıkış yapmış ama ne yazık ki küme düşmekten kurtulamamıştı. Benzer bir tablo da 2002-03’de Elazığspor’da yaşanmıştı. Son 5 haftada 12 puan toplayan Gakkoşlar, lige tutunmayı başarmıştı. Keza 3 yıl öncesinin Kayserispor’u ile Ankaragücü’de bıçak sırtında ilerledikleri yolda, son 5-6 haftada şahlanarak devrilmekten kurtulmuşlardı. Geçen yıl sonradan açılanlardan Çaykur Rize, son 8 maçında 15 puan toplamış ama yine de Bank Asya’yı boylamıştı. Bu sezonda aynı manzarayla karşılaşacağımızı şimdiden söylemek, sanırım kehanet olmaz.

Peki neden böyle oluyor?

Yanıt için öyle uzun uzadıya düşünmenin alemi yok.

Çünkü, ligimizde ilk 4’le son 3 haricindeki basamakların bir kıymet-i harbiyesi yok

Yani, beşincilik, altıncılık, ya da sekizincilikle dokuzunculuk arasında bir fark yok…Bu nedenle de hedefsiz kalan takımların doğal olarak performansları düşüyor. Onların bu istikrarsız grafikleri de düşme hattını doğrudan ve adaletsiz biçimde etkiliyor. Hedefsizlerin finiş çizgisinde dağıttıkları puanlar, örneğin 26 haftada vasatın altında görüntü çizen bir takımı ligde bırakabiliyor.

Mesela Ankaraspor…İlk yarıda 4 mağlubiyeti olan başkent ekibi, son 9 maçından 6’sını kaybetti. Sadece kaybetmekle kalmayıp, İstanbul B. Belediye, Hacettepe, Kocaelispor’a bıraktığı üçer puanla onlara can suyu verirken, Asaş’taki son yenilgisi ile Bursaspor’a da Avrupa yolunu gösterdi. Ligin ilk devresini 3 mağlubiyetle kapatan, ancak daha bitime 8 hafta varken bu sayıyı yediye çıkaran Kayseri’de öyle.       

Şüphesiz bu sorunlar Avrupa’nın üst düzey liglerinde de olabiliyor. Ama İngiltere-İtalya-İspanya gibi ülkelerde UEFA  ve Şampiyonlar Ligi’ne giden takım sayısı;

7-8’e çıkınca, son ana kadar hedefsiz kalan kulüp sayısı artmıyor.

Ülkemizde Avrupa kupaları bilet sayısını çoğaltamayacağımıza göre, bu sezona özgü ayağımıza gelen bir fırsat var. Fortis Türkiye Kupası finalinin F.Bahçe ile Beşiktaş arasında oynanması ve de bu iki takımın ligi ilk 4 içinde bitirmesi halinde, beşinciye Avrupa şansı doğacak. İşte bunun için Ertuğrul Sağlam ille de ’UEFA’ diye tutturuyor. Bu hedefi sonuna kadar kovalamakta yarar var; çünkü bir daha şans ne zaman kapıyı çalar bilinmez. Onun için kapıyı açıp içeri buyur etmekte yarar var.