...Ve sonunda Bursaspor'da beklenen oldu! Geldiği günden bu yana bir kısım medya ve de bir kısım taraftarla yıldızı bir türlü barışmayan Samet Aybaba baskılara daha fazla dayanamayınca, kelleyi teslim edip çekip gitti.
Bülent Korkmaz, Samet Aybaba ve de Güvenç Kurtar...Bursaspor Kulübü'nün 15 aya sığdırdığı 3 teknik adam...Ya da günün moda deyimiyle 'Hoca kıyımı'nın eserleri. Şüphesiz bu kavram sadece Bursaspor'u değil, Türk futbolunu kapsıyor. Bir takımda işler iyi gitmiyorsa; ne yapılacak? Yönetim duracak, futbolcular kalacak, antrenör şutlanacak!
Ne yazık ki bu bir ülke gerçeği. Başarıda herkes fotoğrafa girmek istiyor. Başarısızlık durumunda ise, herkes çil yavrusu gibi dağılıp suçu bir kişiye yıkıyor.
'İstifa kaçmaktır' diyordu Aybaba, medya ise 'kovun gitsin...' İyi güzel de, Bülent Korkmaz'ı kapı önüne koyan, daha düne kadar 'arkasındayız' diye topluca kameralara poz veren yönetime, niye kimse 'Sizler de bırakıp gidin' diyemiyor. Diyemezler, çünkü bu işte -gücü gücü yetene- prensibi geçerlidir. Yani 'giden ağam, gelen paşam' taktiği. Hadi biri çıkıp;
'Çuvalla adam aldınız, arkasına sığındığınız hocayı postaladınız. Bursaspor'un iki sezonunu ve de kasa dolusu parasını boşa harcadınız' dese ya..
Kampanya yapıldı, tutmadı. Onca işleri arasında devreye giren bakanı valisi, kentin dinamikleri çarşı pazar gezdi, olmadı. Temlikçiler erteledi, borçların büyük bir bölümü silindi ama görünen o ki, hep boşa kürek çekildi.
Sözün özü paraysa para, taraftar ise taraftar..Eeee daha ne olsun? Bu zihniyetle yine bir şey olmayacak ama ben yine de olacağı söyleyeyim: 'Ana transferde gelenler gidecek, ara transferde akşam pazarlarından toplanan yeni çürükler gelecek." Camiaya yine pembe mektuplar postalanacak, balon misali hayaller pompalanacak. Taraftara Avrupa düşleri kurdurulacak. Yazık değil mi boşa giden paraya, zamana ve de yitirilip giden umutlara...Samet Aybaba ne son giden olacak, ne de Güvenç Kurtar kendinden öncekilerin acı akıbetinden kurtulacak. Çünkü bu, Bursaspor'un kaderi...
Milli takımda Piontek dönemi, Türk futbolunun miladı olarak sayılır. Nitekim, Fatih Terim onunla birlikte kimlik, özlük ve de derinlik kazanmıştır. Kazanılan tüm başarılar Alman Hoca'nın (Danimarkalı değil) attığı tohumlarların eseridir. Ne yazık ki, Bursaspor böylesine bir hocaya ancak 11 hafta dayanabildi. Bu kez tribünler ve medyadan değil, takımın içinden(!) vuruldu hoca. Malesef o günlerde yere göğe sığdıramadığımız dönemin başkanı Murat Gülez'de bu senaryoya seyirci oldu. Onun için biz adam olmayız. "Giden ağam, gelen paşam' demek en iyisi galiba...
04.11.2008 23:44:42, Mustafa Özkeskin
Bu yazı 3690
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.