Bursa futbolunun fikir, düşünce, yorum ve arşiv sitesi...
Bursaspor TFF 2. Lig Taraftar Köşesi Kale Arkası Yazarlar Röportajlar Grup Çeynç İletişim  
.




Tankut Sözeri

» Yazara E-posta
» Yazıcı formatı
» Arkadaşına Gönder

Bursaspor

Nedir Bursa kentinden biri olmak? Bursa’da yaşamak, eğer varsa bir Bursa kültür yapısı içinde yer almak? Ne yapmalı Bursa’da yaşayan, nasıl duyumsamalı kendini? Nasıl bir anlayış, ahlâk kuramlarını benimsemeli?

Sorulabilecek daha birçok soru bir yana, sanırım yukarıda sıraladıklarıma verebildiğimiz yanıtlar bizi yeterince kendimizle yüzleştirebilir.

Bursa Bitinya’nın, Romanın kurduğu 1326 yılından sonra Türklerin yaşadığı alanlar olmuş. O ilk günlerden XX. Yüzyılın ilk çeyreğine kadar bütün semavi dinlerin bir arada, bir diğeri ile kavga etmeden yaşadığı alanlar iken araya nifaklar, savaşların acı sonuçları girmiş bir bıçak gibi; gelsin göçler, gitsin göçler… Yoğun bir nüfus hareketi yaşamış kentimiz, üstelik devam eden bir hareket. 

Bereketli toprakları, ipek vs. gibi görkemli ürünleri, Uludağ gibi gizemli, suyu bol bir kentin birçok yoksulun, bazen devlet politikaları sonucu Doğu bölgelerimizden tarla tabandan kopmuş eğitimsiz, niteliksiz iş gücü olan nüfusun da Bursa’ya göçü; kenti bazen tarihinin en önemli sıkıntılarının yaşandığı alanlar haline gelmesine neden olmuştur.

İstilalar, kıtlıklar, savaşlar, deprem ve yangınlar, salgın hastalıkların getirdiği kırımlar. Bursa bütün bunlara direnmiş; bir Fonix kuşu gibi, kendi küllerinden kendini üretmeyi başarmış tekrar ve tekrar… Geçmiş farklı çözümler üretirken bir Bursalı olabilmek için, kültürler arası bir uyumu öngörmüş. Elbette bu uyumun en belirgin unsurları günümüze kadar gelebilen, XX yy. birinci Dünya savaşı hoyratlığından kurtulabilmiş bazı kilise, sinegog kalıntılarından anlıyoruz. Yerleşik Türk halkının çektiği o günlerin sıkıntıları, acıları Bursa’yı genelde “Mübadele sonucu” tamamen bir Türk kentine dönüştürürken, yerleşik olmak “Manav” olmaktı. Yani 700 yıl önce gelinen ilk göçle gelenlerden söz ediyorum, Osmanlı’nın ilk atalarından. Derken “Manavların” yanına “Balkan göçmenleri” eklendi. Ama onlar da Türk’tü. Kolayca Bursalı olabildiler, kentin değerlerine değerler kattılar. Bursa’yı bir Türk kenti yapan Horasan Erenlerinin torunuydular zaten. Çabucak Bursalı olabildiler. 

Günümüzde genellikle Doğu illerimizden yeni gelenlerin gecekondulaşmaya katkıları kentin mimari ve kentsel yapılaşmasında bir bozulma getirirken, ruhlarında taşıdıkları öfkeyi dindiren ve giderek hiç değilse ikinci kuşakta onları Bursalı yapan neydi?

Bursaspor’du. Evet Bursaspor’du. Çünkü sistemin kendileri ile fazlaca uğraşmadığı alandı Bursaspor taraftarlığı; içlerindeki acıyı, öfkeyi rahatlıkla ortaya dökebildikleri alanlardı Bursaspor maçları. Bazen öyle davrandılar ki; kırdılar, yıktılar, dövdüler, yaktılar… Tatmin olana kadar şiddet uyguladılar. Bursaspor bazen maçlarını seyircisiz, bazen dış sahalarda oynamak zorunda kaldı.

Bursa’da önemli düzeyde müze var: Arkeoloji’den İslâm eserlerine, Karagöz’ünden Kent yaşayan Müzesine, 17 yy Osmanlı Evine, Koç’un Araba Müzesinden Uluumay’ın Osmanlı Kıyafetleri müzesi, Muradiye’deki Züber Kaşık Evi Müzesinden daha birçok tarihi alan, türbe ve mimari eserlerine kadar geniş bir alan. Eğer yaşadığınız kente biraz ilgi, saygı duyuyorsanız kentle bütünleşmek, tarihi dokusunu anlamak için buralarla tanışırsınız önce. Ama soruyorum; hiç değilse hafta sonları buraları gezen kaç kişi var? Yani varoşlardan buraları ufakta olsa bir ücret ödeyerek ziyaret edene rastladınız mı hiç?

Maç günleri Bursa resmen varoşların tam bir etkisi altındadır. “Taraftar” denilen vatandaş birey olmaktan çıkmış, spor takımının başarı ya da başarısızlığından daha çok, öfkesini spontan olarak (içten geldiği gibi) ortaya dökerken tezgâhtarlık, tavelcilik, simitçilik gibi işine yarın başlarken iç dinamiklerinde bir tür rahatlamanın, artık kentle bütünleşmek yoksa kentten öcünü almak mı her ne ise, huzuru içindedir. Aralarında ve herkese de “Bursaspor’un hakkını korudukları, en Bursasporlu olduklarını!” söyleyerek huzurlu bir çalışma haftası yaşarlar.

Son tahlilde; Bursaspor’un kentin LOGOSU olduğunu kabul etmek gerekir. Hiçbir zaman şampiyonluk için mücadele etmediği ancak 46 yıldır da İkinci Lige düşmediği Türkiye Ligine, engellenmesi olanaksız olarak geri dönüyor.

Dönüyor da ne için? Varoşlara melhem olsun, birileri de borularını öttürsün diye mi? 

Onu da, yeni kurulan Başkanlık Divanı düşünsün!


01.06.2006, Tankut Sözeri

Bu yazı 3875 kez okunmuştur.

Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi yazılardan sorumlu tutulamaz.


Yazar arşivi
 
.
 Süper Lig Puan Durumu        
  Takım O G B M P
1 ŞANLIURFASPOR 10 5 5 0 20
2 AMED SPORTİF FAALİYETLER 10 5 4 1 19
3 ÇORUM FK 9 5 1 3 16
4 ANKARASPOR 10 4 4 2 16
5 SOMASPOR 10 4 3 3 15
6 BITEXEN DÜZCESPOR 9 4 3 2 15
7 ANAGOLD 24ERZİNCANSPOR 9 4 3 2 15
8 TARSUS İDMAN YURDU 10 3 6 1 15

Tam  Liste »

.
Sponsorlar


    Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından sağlanmaktadır.

[Bursaspor.Net, Bursaspor Futbol Kulübünün Resmi Sitesi Değildir]
[© 2005-2019 Bursaspor.Net.Tüm hakları saklıdır]